Teknik açıdan kusursuz, ancak yine de romantik. İşte karşınızda geçen milenyumun en abartılmış eserlerinden bir tanesi!..
Büyük Alman yazar Johann Wolfgang von Goethe'nin eseri ''Genç Werther'in Acıları''nı sevemedim bir türlü. Bunda romantizmi sevmememin büyük etkisi var evet, ancak sadece bu kadarla mı sınırlı? Bunda kitabın koftiden mesajlarının, aşırı ağlak halinin ve gerçek yaşamdan soyutlanmış baş karakterinin hiç mi etkisi yok yani?
Öncelikle bahsetmek gerekir ki, Werther'in yaşadığı dram çok da olağanüstü bir durum değil. O yılların en klasik aşk acılarından birisini yaşayan Werther'in yaşadığı buhran ve iç bunalımları, allayıp pullayarak okuyucuya sunmak, Goethe'nin kaçtığı bir kolaylık gibi geliyor bana. Yazarın bu romanı 3 ayda yazdığını biliyordunuz değil mi? Peki ya romanı yazma amacını? Kısaca bahsetmek gerekirse, 1771 yılında tıpkı Werther gibi bir baloda tanıştığı Charlotte Buff'a olan aşkı karşılıksız kalınca, intiharın eşiğine gelen Goethe, intihar fikrinden cayabilmek için bu romanı kaleme alıyor ve başkahramanını da romanın sonunda öldürerek zihni bir tatmin yaşıyor. Yani tamamen edebi kaygılarla yazıldığı söylenemeyecek bir roman ''Genç Werther'in Acıları''.
O dönemin en şehvetli ve utandıran hareketleri, günümüzde çok masumane kaçıyor, ''günümüz okuyucusuna'' ilginç gelmiyor, gelemiyor daha doğrusu. ''Mektup-Kitap'' tarzına da bir türlü ısınamayan bir insan olduğumdan, eser bir-sıfır yenik başladı zaten benim için. Ve maalesef ki attığı goller, yediklerinden hep bir azdı. Dostoyevski gibi çok sevdiğim bir yazarın büyük eseri ''İnsancıklar''ı bile, bu sebeple beğenmemiş birisi olarak, eserin beni yer yer sıktığını söylemeliyim.
Kendini yeni çağa taşıyamamış, bir anlamda yenileyememiş bir roman bu, çağımıza ayak uyduramıyor ne yazıktır ki. Bazı eserler vardır, her dönem tazeliklerini korurlar. Kafka'nın ''Der Process''i, ya da Camus'nun ''Yabancı''sı gibi. Bu kitap onlardan birisi değil maalesef.
Son bir not, Faust gibi bir karakter şaheseri yaratmış bir müthiş yazarın, Werther'e başvurması ironi değil de nedir?
Altı Çizilesi
- Acının insanlarla paylaşıldığı takdirde azalacağı konusunda kuşkusuz haklısın, değerli dostum, keşke insanlar-niçin böyle olduklarını ancak tanrı bilir!- geçip giden şimdiyi yaşamak yerine, geçmişte kalan bir sıkıntının hatıralarını anımsamak için hayal gücünü bu kadar zorlamasalar.
- Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor,geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. işte insanın değişmez yazgısı..
- Tanrının bize her gün sunduğu güzel şeylerin tadını çıkaracak kadar kalbimizin kapıları açık olursa, başımıza gelen kötü şeylere katlanacak gücümüz olur.
- Tembellik neyse keyifsizlik de odur, tembelliğin bir türüdür. Doğamızın buna eğilimi var, ancak toparlanma gücünü bulursak kolaylıkla çalışmamız mümkün olur, gerçek hazzı elde etmenin yolu çalışmaktan geçer.
- Burada olumsuz duygulardan bahsediyoruz, herkesin kurtulmak isteyeceği duygulardan; kimse denemeden gücünün sınırlarını bilemez.
- Dışa vurduğu ufak sevinçleri elinden almak için, bir insana baskı yapanlara yazıklar olsun. ne dünyanın tüm armağanları, ne de tüm lütufları, başımızdaki despotun kıskanç sıkıntısının bize zehir ettiği bir anlık neşenin yerini tutar.
- Gerçi dünyadaki bütün işler değersiz, başkaları istiyor diye kendi tutkusunu, kendi gereksinimini dikkate almadan para, onur ve başka şeyler uğruna kendini yiyip bitiren insan her zaman budalanın biridir.
KÜNYE
Kitap İsmi: Genç Werther'in Acıları
Yazar: Johann Wolfgang von Goethe
Yayın Yılı: 2007
Yayınevi: Can Yayınları 5/10
Sayfa Sayısı: 159
Baskı: XI. Baskı
Çok iyi bir yazı olmuş. Tebrikler.
YanıtlaSil