12 Nisan 2013 Cuma

Almanca Okumaları -2- / Schahnovelle ''Satranç'' - STEFAN ZWEİG

  Stefan Zweig, kitabında şöyle anlatır satrancı:

  ''Kuralların oyununun gizemli çekiciliğini biliyordum; insanoğlunun düşünüp bulduğu oyunlar arasında, rastlantının her türlü despotluğuna karşı koyan zafer kupalarını yalnızca akla ya da daha çok tinsel yeteneğin belirli bir biçimine veren tek oyun. Ama satranca oyun demekle haksız bir kısıtlama yapmış olmuyor mu insan? Satranç aynı zamanda bir bilim, bir sanat değil mi, yerle gök arasında süzülen Muhammed'in tabutu gibi bu iki kategori arasında gidip gelmiyor mu? Bütün karşıt çiftlerin bir kerelik birleşimi değil mi?''

  Ne kadar da doğru bir açıklama bu... Tam uygunu. Gerçekten de öyle değil mi? Satranca oyun demek haksızlıkların en büyüğüdür gerçekten de. Satranç bir bilimdir, bilim kadar ehemmiyetlidir en azından. Ama her şeyden öte bir tutkudur, yaşama tutkusu. Zweig, zıtlıkların birlikteliğini işlediği bu kitabında, en büyük zıtlık olarak bunu koyar önümüze:Satrancı bir bilim olarak gören Czentovic ile onu bir tutku olarak hisseden, adeta yaşayan Dr.B.'yi sunar okurlarına ve finalde galip eder birisini.

  Anlatıcımız, -ismini tüm öykü boyunca öğrenemeyiz bir türlü- bir gemi yolculuğunda karşılaşır Czentovic ile. Nasıl farkına varılmaz ki onun, bunca basının ilgisi onun üzerindeyken. Czentovic dünya şampiyonu bir satrançcıdır ve bu yolculuğun ilgi çekmesi de son derece normaldir esasında.

  Czentovic, aklı pek iyi işleyen birisi değildir aslında. Uzun süre düşünmeden karar veremez, konuşmayı pek beceremez, hatta düpedüz kabadır da. Meziyeti ise sonsuz sabrıdır. Bir konu -ya da hamle- hakkında sabaha kadar düşünebilir belki de. Bu yönleriyle satranç şampiyonluğuna yürümüştür zaten. (Bu arada, Czentovic, Avrupa'yı uçurumun kenarına sürüklemiş ve onulmaz yaralar açmış, kitabın yazarı Stefan Zweig'ı da Brezilya'ya sürgüne göndermiş Adolf Hitler'i simgeler.)

  Yazar burada Dr.B.'yi takdim eder okuruna. Nazi işkencelerine dört ay gibi bir süre boyunca maruz kalmış ve hayata bir montun içinde bulduğu bir satranç kitabıyla tutunmuş bir kaybedendir Dr.B...

  Bu kitap sayesinde, hiçbir fikri olmadığı satrancın bütün inceliklerini öğrenmiş ve dört yüz farklı oyun tipini ezberlemiştir. Ancak bu da yeterli gelmemeye başlar Dr.B.'ye. Çünkü tüm hamleleri ezbere bilmektedir artık. O da, beyin satrancı oynamaya başlar. Artık beynini ikiye bölecek ve iki farklı kişiymiş beyninde satranç oynayacaktır. Bu onun beyin hummasına yakalanmasına neden olur, ancak aynı zamanda müthiş bir satranç ustası doğmuştur.

  Bu zeki, çabuk kavrayışlı, maharetli, işkence altındaki mahkum da direkt olarak yazarı, Stefan Zweig'i temsil etmektedir. Kendisini intihara sürükleyen sebeplerin okumasını da yapabiliriz bu sayede, çünkü Dr.B.'yi anlamak, Zweig'ı anlamaktır biraz da.

  Yazar, öyküsünün son bölümünde, bu iki karakteri karşı karşıya getirir. Bir yanda, sabrı, çirkinliği, başarıyı, Nazi Almanya'sını, Adolf Hitler'i simgeleyen Czentovic, bir yanda aklı, zekayı, güzelliği, adaleti, yazarı Stefan Zweig'ı simgeleyen Dr.B.. Taşlar dizilir ve oyun başlar.

  Dr.B. oyunun çok ilerisinden ilerlemektedir. Tabladaki hamlelerinin dört-beş adım ilerisindedir zihninde. Czentovic ise o anki hamleye bile uyum sağlayamamaktadır. Bu oyuna da yansır zaten. Dr.B. hiç düşünmeden -ya da vakit kaybetmeden diyelim- hamlesini  yaparken, Czentovic en basit hamlesi için bile en az on dakika beklemektedir, bu da oyunu soğutur tabii...

  Oyun ilerler ve beklenen olur: Dr.B., Czentovic'i yenmiştir. Gerçek yaşamda intikamını alamayan yazar, eseriyle başarır bunu. Bir çeşit zihinsel tatmin diyelim, ancak haklı bir tatmin.

  Ancak o sırada hiç olmaması gereken bir şey olur: Czentovic'in başka bir maç teklifini kabul eder Dr.B. ve başarısız olur bu sefer, ve o gün bir daha asla satranç oynamayacağını beyan eder, roman da biter böylece. Bizlere kalan büyük bir iç burukluğu olur sadece...

4 yorum:

  1. Ben de yakın zaman önce okudum bu uzun öyküyü. Nefisti. Alman yazarlarını okuyorsanız bu aralar Schlink'i de öneririm. Ben Yaz Yalanları'nı okudum ve pek beğendim. (Hatta Kitap Notları'nda da yazdım.)

    YanıtlaSil
  2. Schlink.. Çok duydum ama hiç rast gelmedim, birkaç kitabını önerebilirsen çok makbule geçer, hemen başlarım okumaya ben de. :) Hermann Hesse'ye başlamayı düşünüyorum bu aralar ben de, Doğu Yolculuğu, Siddharta vs. vs.

    YanıtlaSil
  3. Yazarın en ünlü kitabı Okuyucu. Yaz Yalanları ise yazarın son kitabı ve öykülerden oluşuyor. İkisini de öneririm. Goodreads.com yazarın kitaplarından kendinize göre birini seçmenizde yardımcı olabilir. Bir de geçen aylarda Theodor Fontane'den Effi Briest'i okudum. Alman klasiklerinden okumak isterseniz düşünebilirsiniz. Detayları şurada: http://kitapnot.blogspot.com/2013/02/effi-briest.html

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim, çok makbule geçti gerçekten :)

    YanıtlaSil