26 Temmuz 2013 Cuma

Kutsal Kitap olarak ''Silmarillion''



  Anlatmaya nereden başlamalı? Böylesi mükemmel bir eseri anlatmayı becerecek kelimeler ortaya çıktı mı ki? Kendimizde böylesi bir kitabı inceleme lüksünü nereden buluyoruz anlayamıyorum açıkçası. Oturup da İncil'i bir roman olarak incelemek ne derece saçmaysa, Silmarillion'u incelemeye çalışmak da o derece saçma çünkü bence.

  Önce Eru vardı. İluvatar da derlerdi ona. Okyanusun ötesinde, Aman'ın ve Orta Dünya'dan çok uzakta, Zamanötesi Salonlarda, yanında Ainur ile birlikte bulunurdu. Ainur çok güçlüydü, ama içlerindeki en güçlüleri Manwe ve Melkor'du. Eru İluvatar, tüm Ainur'dan özellikler bahşetti Melkor'a. Ardından Melkor, Eru'nun isteğiyle şarkı söylemeye başladı, Ea dendi buna, ve bu şarkının içinde Arda şekillendi, içerisinde Orta Dünya, Numenor ve Valinor ile birlikte tüm Aman'ın bulunduğu gezegen. İluvatar, Ainur'a Arda'nın gelecekteki şeklini gösterdi, etkilendi hepsi birden, ve bunun içinde varolmak istediler, bu güzellikleri paylaşmak istediler, ama Arda henüz gençti, ve bu gördüklerinin, çok uzun yılların ve büyük  yıkımlara uğratan savaşların ardından ortaya çıkacağının farkında değillerdi, gözleri düğümlenmişti. Ancak Melkor tamahkardı, Arda'nın sadece bir parçası olmak istemiyor, ayrıca onu değiştirmek de istiyordu. Bunu anladı yüce Eru İluvatar, ve Ainur'u Arda'ya gönderdi, orada bulunsunlar ve Arda'yı gelecekte ortaya çıkacak kendi çocukları Elfler ve İnsanlar için uygun hale getirsinler diye. Melkor başkaldırdı diğerlerine, kötülüklere büründü ve kendi kalesine çekildi, bütün güzelliklere düşmandı artık. Ainur'un başınaysa, yüce bilge Manwe geçti. Ve böylece başladı Arda Tarihi.

  Ardından çok büyük savaşlar, yıkımlar oldu, can kayıpları oldu. Aule, Yüce Eru'ya baş kaldırmak pahasına, nefsine hakim olamayarak Cüceleri yarattı, onları kendi özellikleriyle donattı. Yavanna Arda'ya sonsuz güzellikler kattı, Ainur'un hepsi birden, özellikle de Valar, ışığa boğdu Arda'yı, iki ağacın ışığı, yüzyıllarca sürdü Orta Dünya'da. Melkor çok güçlendi, Orta Dünya'nın tek hakimi oldu, ama Valar onu da yenmesini bildi, onu tutsak etti ve Valinor'a hapise getirdi, Tulkas'ın elinde olsa oracıkta boğardı halbuki, belki de en iyisi bu olurdu gerçi. Ama Melkor ne olursa olsun bir Ainur'du, Valar'ın en kudretlilerindendi, Manwe'den bile güçlü olabilirdi, tutsaklığı kabullenecek birisi ise hiç değildi. Sempatik yüzünü takındı ve kendisini affettirdi, bağışlattı kendisini, ayrıca Valar'da bulunduğu sırada, ileride en sadık uşağı olacak Maiar Sauron'u da emrine almayı başardı. Ve Valar'ın hükmü gereği, suçlarının cezasını çekmiş olarak Orta Dünya'ya döndü.

  Ama aynı zamanda İluvatar'ın çocukları da doğmuştu, Elfler, Eldar, Teleri ve diğerleri Orta Dünya'daki varlıklarına başlamışlardı artık. Onlara Aman'a gelme seçeneği sunuldu, kimisi kabul etti bunu, kimisi  reddetti. Ama gidenlerden özellikle Noldor elfleri gelecekte çok büyük işler yapacaklardı.

  Feanor, Elflerin en kudretlilerindendi, iki ağacın ışığından Silmarilleri yaptı ve onları kendi himayesine aldı. Melkor, Ungoliath'la birlikte saldırıp, hem babasını katletip, hem de Silmarilleri çalınca, tekrar Orta Dünya yolları gözüktü Noldor'a. Feanor ona, Morgoth dedi, Kara Düşman yani. Morgoth, ayrıca Valinor'a da saldırmış ve iki ağacın ışığını söndürmüştü, Arda'nın son ışığını bulunduran Silmariller de Morgoth'un elindeydi artık. Ardından Valar Ay ve Güneş'i yarattı, Arda varoldukça, ışıklarıyla aydınlatacaklardı dört bir tarafı.

  Noldor'un gözünü nefret bürümüştü artık. Morgoth'u yenip, Silmarilleri almak için yola çıktılar, Silmarilleri almak için ne yapmak gerekirse yapacaklarına dair yemin ettiler ayrıca, maatteessüf ileride yapacaklar da.

  Bu öykü çerçevesinde gelişen olayları hikaye eder Silmarillion. Gazap Savaşı, Beren ve Luthien'in öyküsü, Turin Turambar, Hürin ve Tuor, Earendil, Ulmo, Kardeş Katli gibi her biri mükemmellik abidesi müthiş öyküleri de bir araya getirir ayrıca.

  J.R.R. Tolkien, bu eseri yazarken temel motivasyonu, mitolojisi olmayan İngilizlere bir mitoloji hediye etmekti. Amacını çok aştığı şüphesiz, çünkü sonunda ortaya çıkan eseri kutsal kitap sayılabilecek denli kapsamlı ve geniş, yaratılış destanına bakışıyla da diğer kutsal kitaplarla benzeşen, alegorik yapısıyla da son derece edebiydi. Allah, herkese kendisinden biraz üfledi denir Kuran'da, her insanın Allah'ın Külli İradesinden Cüzi olarak taşıdığı anlatılır, Tanrı Tolkien'e biraz fazla vermiş gibi bazı şeyleri. Çünkü böylesi bir kitap, Tevrat'tan önce yeryüzünde yazılmış ve insanlara, ''Sizin Kutsal Kitabınız bu, artık buna inanıcaksınız.'' denseydi, herkesin kayıtsız şartsız iman edeceği şüphesizdir. Okuyunca daha net anlaşılıyor bu.

   Eğer bir din olsaydı, çok inananı olurdu, orası kesin en azından.

  Okuyun, yetmedi bir daha okuyun, birkaç kez daha okuyun, sürekli okuyun. Yaratan Tolkien'in adıyla okuyun. Çünkü şüphesiz Tolkien birdir ve Peter Jackson onun kulu ve elçisidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder