Cannes, Fransa'nın güney bölgesinde kalan, on ila on beş bin arasında değişen nüfusa sahip, Akdeniz'e kıyısı olan bir sahil kentidir. Ancak her Mayıs ayında, nüfusunu ikiye katlar ve tüm dünyanın dikkatini üzerinde toplar. Bu olağanüstü durumun sebebi, iki hafta süren ünlü Cannes Film Festivali'nin yapılıyor olmasıdır. Paulo Coelho da kitabını bu festival çevresinde şekillendiriyor kitapta. Rus milyarder İgor, kendisini terketmiş eski karısı Ewa'yı tekrar elde etmek için Cannes Film Festivali'ne geliyor ve işe tanrının bıraktığı izleri takip ederek başlıyor, ardından planını adım adım uygulamaya koyuyor. Plan basit: Ewa'nın dikkatini çekmek için dünyaları yok etmek! Bunun için sistematik bir sıra belirlemiyor İgor, önüne geleni öldürüyor, çünkü bunun tanrının inayeti olduğunu düşünüyor. Ona bu görevi veren de tanrı en nihayetinde ona göre. Plajda takı satan kızdan ünlü bir film yapımcısına önüne çıkan herkesi öldürürken, önüne kimse çıkamıyor, çünkü çok zeki, planlı ve de -en önemlisi- zengin tabakaya, yazarın değimiyle süpersınıfa mensup.
Romanlarını daha çok geçmişin mistik ortamında, bu ortamın el verdiği simgesel dille kaleme alan Coelho, bir önceki kitabı Portobella Cadısı'nda olduğu gibi yeni kitabında da rotasını günümüz dünyasına, modern gerçekliğe çeviriyor. Romanın yazgısı da, yargısı da adından belli: Kazanan en nihayetinde hep yalnızdır.. İçinde yaşadığımız sistemin beyhude vaatlerine kanıp, bunlarla oyalanarak kendi kendini yok eden, köleleştiren orta ve alt sınıf yerine bu vaatlerin hepsini yerine getirmiş süpersınıfın romanı ''Kazanan Yalnızdır''.*
Kazanan Yalnızdır'da Paulo Coelho, kalemini bilinmeyenlerle dolu moda ve sinema dünyasının iç dünyasına çeviriyor. Küçük hesaplaşmalarla dolu, çıkar çatışmalarının her zaman en ön planda olduğu moda dünyasının ardında yatan cinneti, yıkımı, kaosu, mutsuzluğu ve vahşeti gözler önüne seriyor ve son derece de başarılı oluyor. Sırf göz önünde bulunabilmek, herkes tarafından tanınabilmek, zenginmiş gibi görünebilmek için insanların hayatlarını nasıl yok ettiğini gösteriyor çarpıcı bir biçimde. Ayrıca moda ve sinema dünyası hakkında hiç bilmediğimiz, perde arkasında kalan olayları da yediriyor kitabına, bu anlamda okuyucuları bilinçlendiren bir tarafı da olduğunu söylemeliyim.
Evet, Coelho'nun bu kitabı kitapta sözü geçen ''süpersınıf'' a ait olmayan biri için farkındalık yaratan bir kitap değil belki.. Belki de gereksiz uzatılmış, belki İgor dışındaki karakterler aşırı karton kalmış, belki bilinmeyen felsefi söylemler anlatmıyor, belki büyük bir farkındalık yaratmıyor, belki zaman zaman sıkıyor, belki diğer kitaplarından farklı bir teması yok... Belki belki belki... Bu kitap hakkında birçok belki çıkarabilirim, ancak bittiğinde üzülmemi sağlamış bir kitap ''Kazanan Yalnızdır''. Benim için de kitaplar konusundaki en önemli geçer akçe bu olduğu için, benden iyi bir not kapmayı başarmıştır ''Kazanan Yalnızdır''. Ancak size önerebileceğimi zannetmiyorum, çünkü okuyucuyla arasına baştan bir mesafe koyan ve genel okuyucu kitlesine hitap etmeyen bir kitap bu. Ancak meraklıları, zaten kaçırmayacaklardır tahminim...
Altı Çizilesi
- Büyük bir aşk uğruna bir evreni yok etmek kabul edilebilir mi?
- ''...Ama bir de ruha saldıran bir hastalık vardır ki, onu pek bilmeyiz. İlk evreleri çoğu zaman hiç fark edilmediği için çok tehlikelidir. İlk kayıtsızlık ya da ilk isteksizlik belirtisini önemsememezlik etmeyin!Bu hastalık ancak, yüzeysel bir şekilde yaşamaya zorladığımız ruhun acı çektiğini , hem de büyük acılar çektiğini fark ederek önlenebilir. Ruh güzel ve derin olan her şeyi sever.''
- Evet, kazandı. Ama Kazanan yalnız değildir.
- Deniz bir tek kum taneciğini yutmaya görsün, bütün bir avrupa küçülür. Kuşkusuz farkına bile varmayız. Belki yalnızca bir kum taneciğidir kaybolan, ama o anda koca kıta ufalır.
KÜNYE
Kitap İsmi: Kazanan Yalnızdır
Yazar: Paulo Coelho
Yayın Yılı: 2008
Yayınevi: Can Yayınları 6/10
Sayfa Sayısı: 376
Baskı: 1.Baskı
*Sabitfikir.com'daki Paulo Coelho yazısından faydalanılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder