29 Ağustos 2012 Çarşamba

Ter kokan bir kitap ''Yaşanmış Hikayeler''


  ''Herkesin gözünü kapamıyorlar ya. Bazen de kendiliğimizden kaparız.'' Böyle demiş Gorki, ne de güzel söylemiş.

  Gözlerini kapatıp el üstünde tutulmak, bireysel kurtuluşa adım adım yaklaşmak, dünya nimetlerinden faydalanmak varken ne diye kavgamızda yol alsın ki insanlar? Biz onlara gelecekteki bir özgürlüğü vaat ederken, adamlar dünyayı vaat ediyorlar kısa süre içerisinde tüm maddi yönleriyle. Bir de manevi conta eklediler mi çarha, ohh, nasıl da kusursuz dönüyor işler. Ne diye uğraşsın dünyanın şekillenmesiyle? Ne diye uğraşsın emekçiyle, öğrenciyle, haklıyla, haksızla? Neden uğraşsın?

  Ona dokunmuyor ucu. Yani o öyle sanıyor. O bunların dışında. Kendini böyle sayıyor. O arka sokaklarını görmüyor şehirlerin. Çünkü en önlerde yer buluyor kendine. Onun pek değerli bir geleceği var, amaçları, hedefleri var, ne diye uğraşsın? Ona mutluluk sunulmuş biz ise kavga sunuyoruz neden emek versin? Bir böyle bakılabilir bir de şöyle:

  Neden anlatamıyoruz derdimizi? Neden insanlar kadın programlarıyla, şunla bunla uyutunca kendisini kızıyoruz da hala buralarda laf ebeliği yapıyoruz? Neden sokaklarda halkımızın yanında değiliz? Madem medya takipte, neden medya organlarında yokuz? Neden birilerinin bir şeyleri sahiplenmesine karşı çıkmıyoruz? Biz de bu alanda var olma mücadelesi vermiyoruz? Anlamayana bok atarken neden anlatamayan bizler hiç kendimize dönüp eksiklerimize bakmıyoruz? Daha iyi bir şey sundun mu ki insanlara senin yolundan gelsinler? Bir yeşil elma ile kırmızı elma arasında yapılan tercih gerçekten bir tercih midir?

  Halkımızın yanında olmalıyız ve onlarla birlikte yaşamalıyız, onların içtiğini içmeli, onların yediğinden yemeliyiz. Bir aydın yavşaklığıyla yaklaşmamalıyız olaylara, halkımız gibi olmamalıyız, halkımızdan biri olmalıyız. Halkı anlatıyor Gorki, halkın sorunlarını anlatıyor, ve devlete de dokunduruyor kalemini. İnsanlar acı çekerken devletlerin refah içerisinde yaşamasını eleştiriyor ve halka acıyan gözlerle değil, anlayan gözlerle bakıyor. Çok iyi bir eser çok. Müthiş betimlemeler, müthiş yaratımlar. Ter kokan hikayeler yaratmış Gorki, işçilerin kutsal teriyle dokumuş öyküsünü.



Altı Çizilesi

  • Unutma, insanlar bilgi değil, avuntu isterler.
  • Düşüncelerini önyargılar zincirinden kurtaranlar için hapishane diye bir şey yoktur. Örneğin biz, gerekirse taşları bile zorlarız ve taşlar, biz istediğimiz için dile gelirler. 
  • İnsanın çenesinden dökülen bir diş, bir şey bulabilseydi eğer, hiç kuşkusuz, kendini benim kadar yalnız hissederdi.
  • İşiniz gururunuz olduğunda, hayat bir eğlencedir! İşiniz göreviniz olduğundaysa, hayatınız kölelikten ibarettir.
  • Ama hayat bir at değildi ki kamçı ile onu hızlandırma şansına sahip olalım. 
  • İnsanı en çok acıtan şey, birine hayatını hediye etmişken, o kişinin kendini başkasına hediye etmesidir.

                                                            KÜNYE


Kitap İsmi: Yaşanmış Hikayeler
Yazar: Maksim Gorki
Yayın Yılı: 2009
Yayınevi: Can Yayınları                                6/10
Sayfa Sayısı: 304
Baskı: 1.Baskı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder